18 Şubat 2013 Pazartesi

DENİZ KABUĞU İLE YENGEÇ


Kuru, kup kuru kumsala uzanmışım. Güneş yakıyor, sıcacık olmuşum. Denizin dalgaları mevcut ancak bana uzak. Zaman zaman erişmeye çalışıyorlar bana ama nafile. Baharın sonlarını, kışın hırçınlığını yeni atlatmışız. İnsanlar için henüz ısınmamış olmalı ki deniz, kimsecikler yok etrafta. Az ötedeki yosunlu çakıl taşları, birkaç kabuk daha görüyorum benim gibi o kadar. Onların da kendi kendine şarkı söylemekten başka yapacakları çok fazla bir şeyi yok. Sükûnetle gelecek gürültülü yaz mevsimini bekliyoruz bir kaç arkadaş. Ne yalan söyleyeyim hareketsizlikten canım sıkıldı artık. Bildiğim şarkıların da hepsini söyledim. Yaz gelse de kumdan kale yapan çocukların elinde bir o yana bir bu yana taklalar atsam diye bekliyorum. Denize de atarlar beni arada. Mutluluktan boğulmasam da iyi gelir çocukların oyununa gelmek. Çok küçük bir kabuk sayılmam ben. Yani bir koleksiyoncunun ya da süs meraklısının eline geçersem her an masa saati, küllük veya anahtarlık formuna dönüşebilirim. Bunu istemiyorum. Deniz güzel. Deniz mutluluk.

Yaz yaklaşıyor. Bunu, bana doğru yaklaşan şu yengeçten anlıyorum. O bile etrafa göz gezdirmeye gelmiş. Kim var kim yok diye bakınıyor. Yorulmuş olacak ki geldi yanıma oturdu Yengeç Hanım. İçimden geçirdim; ne güzel diye. Kumsaldaki diğer kabuklar kıskandılar beni. Çünkü gelip benim yanıma oturmuştu dinlenmek için. Yorgunluğu çok belli, az sonra uyuyakaldı. Suyun maviliklerinde ve bütün kış dalgaların şiddetinde savrulmaktan bitkin düşmüş olmalı. Ne güzel uyuyor.

Yalnız! Çok cesurmuş Yengeç Hanım. Herkesin harcı değil öylece gelip kumsala rahatça uyuya kalmak. Huzur hissettiğini anlıyorum. İlkbaharın yaza özenen sıcaklığına bırakıverdi kendini.

Bu güneş yaz mevsimi özentisini biraz abarttı, sarardıkça sarardı tepemizde. Acımıyor, feci yakıyor. İşte böyle zamanlarda; hadi be dalga, geliver bana güzel deniz diyorum. Alıverse beni, serinlesem bir güzel, ait olduğum o uçsuz bucaksız mutluluğa, denize ulaşsam diyorum. Mutluluk denizdir. Dalgalansa da bazen, mutluluk iyidir.

Telaşlanmaya başladım bu kız uyanmıyor.
Ya kurursa denize ulaşamadan? Sıcaklığına kanıverdi güneşin. Huzurda dinlediğini zannederken, asıl yaşama alanını mutluluğunu unuttu.

Sesleniyorum…

Deniz Kabuğu:​Yengeç Hanım… Yengeç Hanım!
Deniz Kabuğu:​Yengeç, lütfen uyan!
Deniz Kabuğu:​Bak ben de çok ısındım bu kurak yerde.
Deniz Kabuğu:​Yengeç… Kalk hadi! Beni al denize gidelim. Bizim mutluluğumuz orası.
Deniz Kabuğu:​Yengeç; tut elimden, mutlulukta boğulalım.

18.02.2013 – Serhat CAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder