13 Temmuz 2011 Çarşamba

İŞARET - Tiyatro Oyunu (son söz)



Ben kimim? Adım ne mesela? Kaç yaşındayım? Nereliyim? Bileniniz var mı?
Yaşadım, yaşıyorum ya da ileride bir gün doğup herhangi birinizden yaşayacağım. Fark eder mi Hangi ülkenin hangi şehrinde yaşadığım? Şimdi kaç yaşında olduğumun ne önemi var? Her yaşı yaşamayacak mıyım? Bebek olup vitaminsizlikten hastalanmayacak mıyım mesela? Ya da çocukken bazen oyun oynamak yerine sokaklarda bir şeyler satmak zorunda kalmayacak mıyım?...

...

Büyüdüm hala at gibi koşturuyorum seçenekten seçeneğe a)mutluluk b)çocukluğum c)huzurum d)annem, babam e)hepsi benim seçeneklerim bunlardan ibaret olsun diye doğmadım mı ben. Siz bunlardan birini değil hepsini seçmem için getirmediğiniz mi dünya ya?

...

...akıllı arkadaşlarım olacaktı. Bisikletim yok, ya da ne bileyim topum o veya bu sebep, olamadı neşeli temiz arkadaşlarım. Sonrası gözümü bağladı benim başka arkadaşlarım, gençtim ya gözüm bağlıyken görebileceğime inandırdılar gökkuşağındaki 8. rengi. Fizik dersinde yoktu ki böyle bir şey gökkuşağı hep 7 renkti. Tarih coğrafya edebiyat hatta din kültürü ve AHLAK BİLGİSİ hiçbir kitabımda yazmayanlara inandırdılar beni. Babam bisiklet hayalimi karneye bağlamasaydı, annem benim olan aferini komşu çocuklara hediye etmeseydi, bağlanır mıydı gözüm ders kitaplarımda yazmayanlarla? 

Belki de ben çocuk bile olamayacağım. Bir savaşın ortasında kalacağım yeryüzündeki her hangi bir çocuk gibi, öleceğim belki elimde pamuk şekerimle. Bir soğuk demir girecek bacaklarımdan içeri yürüme gücümü elimden alacak benim, sonrası ne okul, ne iş, ne mutluluk belki...

İnsanlar ölmesin artık, savaşlar olmasın, bana ne demesin kimse, çok uzaklarda bir Afrika yahut Asya, Avrupa ülkesinde ölen çocukların ardından. Ülkesinde olan bitenden sadece ağlamakla korunmasın, konuşacaklarım var benim kendi annemin babamın ya da komşu teyzemin hatırı için anlatacaklarım var...

Serhat CAN - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder