13 Temmuz 2011 Çarşamba

KERİZ


Keriz.
Nasılsın?
Hasta mısın?
Soğuk musun Bulutlara?
Bozuk musun dönüş yollarına?

Yüzene bak! Kendi yüzüne.
Karşındakine hüzün döküyor gözlerin.
Ellerin güle derman olamıyor.
Fena bir hal bu hal

Cevapsız sorunların.
Edepsiz kalp sıkışmaların
Ruh bulantıların
Hayale bile gerçek kılamadıkların
Aşk kırıntıların
Hak etmediğin mutlulukların var.

Keriz
Otursak bir kenara
Verseler elimize bir küçük kelebek
Seviyoruz diye bir araba dayak yeriz.
Boynu büker, içe hüzün döker,
Hayat, deriz.

Yürürken kaldırımda
Gömleğinin bilekleri pantolonunun ceplerine sığınır
Ellerinde sıcaklığından faydalanır.
Sırtın sıvazlanır
Bir çıkar uyuşmazlığında bıçaklanır.
Deliğin ve deşiğinle mutlu
Ölüm günün kutlu olsun eğer
Eğer koruyamazsan ışığını.

Çok mu isyankar
Çok mu suskun
Çok mu fedakar
Çok mu bencil
Bünye
Geçmişi kazılı künye
Hazır aslında
Sadece sana ait
Mutlu
Patlamaya hazır bir fünye.

Aynada sen
Islak saçların
Ayna kırık
İki renk bir kare
Siyah, beyaz
Bir ifade ki yüzünde
Aşık, karışık.
Gerçek, yalın.
İhtiyaç duyan.
Korkmuş, umutları buharlaşmış.
Hem yalnız, hem kalabalık.
Yorgun ama güçlü.
Benimle örülü
Kalbe betonla gömülü
Yalın.
Son bir şey:
Keriz: Hanımefendi sonsuza kadar benimle kalın.

Serhat CAN – 25 Kasımın İlk dakikasında… 00:01

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder