1 Temmuz 2013 Pazartesi

Ne biçim dövmüşler aşkı, ağzı burnu kan içinde.



Dört duvara ayrı ayrı çarptı huzurum.
Ne biçim dövmüşler aşkı, ağzı burnu kan içinde.
Gece vakti kaldırımda usulca yürüyüp ıslık çalıyormuş.
Görenler var biraz da gülümsüyormuş.
Neden olduğunu kimse bilememiş ama gündüzlerde onu kimse görememiş.
Gecelerde gözleri ışıl ışıl diye bir dedikodu yayılmış şehre.
İşte o son ıslıklı yürüyüşünde, gecenin bir sokak köşesinde,
Ne biçim dövmüşler aşkı, ağzı burnu kan içinde.
Kolundan tutup dört duvara saklamışlar.
Şahit falan da yok.
Umutlarını, hayallerini kırmışlar.
Tutkuları kan kaybetmiş çok.
İşte o son ıslıklı yürüyüşünde, gecenin bir sokak köşesinde,
Ne biçim dövmüşler aşkı, ağzı burnu kan içinde.
Ağrılı sessizliklerinde kendi kendine fısıldıyormuş.
İyi olurum ben. Merak etmesinler.
Gündüzleri ıslık çalamasam da, geceleri duyanlar olur.
Belki demiş aşk sadece belki;
Islığıma uyanlar olur zaman içinde.
Ne biçim dövmüşler aşkı, ağzı burnu kan içinde.
                                               01.07.2013 – Serhat CAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder