17 Ağustos 2012 Cuma

SaNa YaZDıM (hıyar)



Kapı açıldı bende içeri girdim. Başarısız bir giriş olmalı ki yüzün yeteri kadar gülmüyordu sanki. Öptüm yanaklarından onlarda pek sıcak sayılmazdı. Ben bir anda paspas altındaki anahtarın yanında hissettim kendimi. Ama olsun oradan çıkıp gelebilirdim senin yanına zira senin yanı başında olabilmekti açık kapıdan içeri girişimdeki amacım. Amaç sendin, paspas altı değil.

Zerdali güzeli gözlerden bahseden türküler var ya sen biliyorsundur onu. Hani şu halkçı sosyalist kızın söylediği türkü. O türkü birde, ‘sakin ol’ el salla ama bana bunu söylerken. Sonra bana öyle bir bak ki ben kendimi katil gibi hissedeyim. Sonra gülüver bana kendimi iyi hissedeyim. Sabah beni öperek uyandır. Sabahları ben güldüreyim seni ama o sabahın sabah olduğunu görmezden gelerek. Sanki kollarıma seni yeni almış da uykuya yeni dalacakmışız gibi davranalım.

Şekersiz çay iç, tuzsuz hıyar da yenilebilir tadın, tuzun ben olayım. Hıyarın da benim zaten. Gözlük camının buğusu olayım öpüşmelerimizde. Boynunun sol kısmında uyuyakalabilir miyim? Parmak arası ter zerreciklerin, çay bardağındaki dudak payın, saçlarının arası çıtçıtlı tokan, belindeki gamzelerine gömülmüş sevdalı küçük bir zararsız bakterin olabilir miyim?

Serhat CAN 13.09.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder