17 Ağustos 2012 Cuma

Mavi Oyuncak Arabam


İkiye, üçe, beşe ayırdılar bizi.Sünniler Alevileri dövebilir.Türkler PKK yüzünden Kürt komşularını evlerine sokmayabilirler.


Bir çorba kâsesi dostluklar yitirilip gidiyor.
Ermeni, Rum, Çerkez, Çingene, Arap veya Afrika kökenli.
Biri yere düşmeye görsün önceden, kolundan tutup kaldırıl, bir bardak su verilmez miydi?
Yan evde bizim mahallede yangın çıktı. Evsiz kaldı komşularımız.
Komşunun oğlu arkadaşımdı. Biz hep sokakta oynardık onunla ama akşam ezanı okunana kadar evde olurduk. Şimdi ailece sokaktalar ama oyun oynamıyorlar. Hava oldukça karanlık ve soğuk. Komşumuzun evi yandı sokakta kaldılar. Koştular aldılar annemler onları bize. Arkadaşım da, ben de çok küçüktük. Oyun oynayalım dedim…
İstemedi.
Ses bile vermedi. Korkmuş, yüzü gözü is içinde sadece baktı bana.

Bir hafta oldu olmadı. Mahallede bir kalabalıktır anlaşılmaz. Yani ben anlamamıştım o zaman. Babama sürekli başka adamlar gelip ‘bu böyle olmaz’ diyorlar.
Ne olmaz?
Müslüman değillermiş onlar?
-Ne? Dedim çocuk aklımla. Müslüman değiller miymiş? Arkadaşım da mı? Gâvur mu?
İstemem artık ben de. Mavi arabamla nah oynar bundan sonra!
O zaman benim mavi oyuncak arabamın abdesti kaçar diye düşünmüş olabilirim.
Nereden duydum nasıl öğrendim bilmiyorum da Müslüman olmamak kötü bir şey o zaman.

Babama sürekli başka adamlar gelip yine bu böyle olmaz diyorlar.
-Olmaz tabi atalım bunları evimizden. Gâvurmuş bunlar.
Ben de ki gaz; Vatan toprağına düşman eli değmiş gibi!

Sonra bir öğleden sonra eve geldim. Gâvurlar gitmişti. Anneme dedim…
-Oh be!
Nerede benim mavi arabam rahatça oynayayım.
Baban da dedi.
Babam mı oynuyormuş? Akşam işten gelirken getirecekmiş.
-Peki anne.

Akşam oldu babam geldi. Mavi araba… yok!
Baba arabam nerede?
Arkadaşına verdim. Dedi.
Gâvura vermiş oyuncağımı.

Bak oğlum dedi. Biliyor musun bizim de evimize hırsız girmişti. Annen sana hamileydi. Çok korkmuştu. Hırsızı biz komşu amcanla beraber yakalayıp polise teslim etmiştik dedi.

Gâvura bak sen… Babama yardım etmiş. Kapının dibi, pencere bitişiği mavi arabamın ortak oyuncusu komşu gâvur arkadaşım. Mavi arabam onda kalmıştı.
Babam dedi ki arkadaşın arabanı çok istedi çünkü onun bütün oyuncakları yangında yanmış.
Kızdın mı bana oyuncağını verdim diye?
Kızmadım, hiç kızar mıyım artık. Gâvur komşumuzla hırsız bile yakalamışsınız. E bu adam o zaman gâvur falan ama iyi adam demek ki benim arkadaşım da iyi çocuk zaten.

İyi de madem iyiler… Neden mahallede babama gelip bu böyle olmaz dediler.

Şimdilerde anlıyorum. O zaman o –bu gâvurlar buradan gitsin
diyenlerin hiçbirinin evine hırsız girmemiş, hiç birini evi yanmamıştı. Ne yardım görmüş Ne yardım etmişlerdi. Onlar sadece bizim gâvur komşuları sevmemekle yetinmişlerdi.

İnsanlık gerektirir ki; iyi olun.
Dinimiz der ki; iyi olun.
Akıl mantık; iyi olun.
Doğarsın iyisindir zaten.

Biz bu kadar iyiyiz… İyiydik… Ne zaman kötü olduk? Neden olduk?
Bizim komşumuzla bile kötü olmamız birilerinin hoşuna mı gidiyor?

Babam mavi arabamı vermemiş. Komşu çocuk da istememiş zaten.
Şimdi o çocukluk arkadaşımı arıyorum. Mavi Araba halâ duruyor.
Gördüğüm zaman hediye edeceğim ona…!

Serhat CAN – 14.08.2012 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder